İsrail’in Filistin’e yönelik saldırısı sürerken, iktidarın lafta kalan açıklamalarının tersine Türkiye’nin bu ülkeyle ticareti tüm hızıyla sürüyor.
İsrail’e yönelik ‘protestolar’ ise Starbucks kafelerde sipariş vermeden oturmak, kahve içenleri rahatsız etmek ve kola dökmekten şeklinde devam ediyor. Konuyla ilgili Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, “Kahve içen gençlere saldırmak çok kolay. Hadi bu ticaretin durdurulması, en azından artmasının önlenmesi için bir protesto yapın! Hadi!” diyerek, Türkiye’nin İsrail’den ithalatının, savaşın en şiddetlendiği kasım ayında yılın en yüksek seviyesine ulaştığına dikkat çekti.
Aktaş’ın, ‘Aman ne güzel, İsrail’den ithalatı daha da artırıyoruz!’ başlıklı bugünkü yazısı özetle şöyle:
“Türkiye İsrail’le olan ticaretinde fazla veriyor. Bu yüzden ihracat/ithalat dengesini ters kurgulayıp ithalat/ihracat dengesine baktık. Yani “Bu ülkeden yaptığımız ithalat, bu ülkeye dönük ihracatımızın yüzde kaçı” sorusuna yanıt aradık.
Sıkı durun; geçen yılın aylık olarak en yüksek oranı kasım ayında oluşmuş! Bir başka ifadeyle İsrail’den görece en yüksek ithalatı kasım ayında yapmışız.
Bir yandan siyasetçilerden sokaktaki vatandaşa kadar İsrail’e karşı esip gürleyelim, sonra da savaşın en şiddetli zamanında İsrail’den görece en yüksek ithalatı yapalım! Ne güzel protesto(!) değil mi? Kasımda İsrail’e 301 milyon dolarlık ihracat yaparken 128 milyon dolarlık da ithalat gerçekleştirmişiz. İthalatın ihracata oranı yüzde 42.4. Oysa geçen yılın on bir aylık verilerine göre başka hiçbir ayda yüzde 40 sınırı aşılmamış, zaten on bir ayın ortalaması da yüzde 32 olmuş. Kasım ayında savaş şiddetlenmiş, bizim ithalatımız da oran olarak zirveye çıkmış…”